Yazı İçeriği
- 1. Haksız Rekabette İhtiyati Tedbirin Koşulları ve Yaklaşık İspat
- 2. Görevli ve Yetkili Mahkeme
- 3. Teminat
- 4. Verilebilecek İhtiyati Tedbirler
- Dipnotlar
- Kaynakça
1. Haksız Rekabette İhtiyati Tedbirin Koşulları ve Yaklaşık İspat
TTK, haksız rekabette ihtiyati tedbir için açık bir nedene yer vermemiştir. Bu nedenle haksız rekabette ihtiyati tedbir kararı vermek için, HMK md. 389’daki genel ihtiyati tedbir nedenleri dikkate alınacaktır.
İhtiyati tedbirin şartları; ihtiyati tedbirin bir hakka dayanması, ihtiyati tedbirin sebebinin olması, ihtiyati tedbir talebinin bulunması ve talepte bulunanın dava takip yetkisinin olmasıdır.
İhtiyati tedbir kararı verilmesi, tarafın bunu dilekçe ile talep etmesine bağlıdır. İhtiyati tedbir talebinde bulunurken netice-i talep kısmının talepte bulunan tarafça belirli hale getirilmesi, haksız rekabet hukuku bakımında ekstra önem taşımaktadır. Kanunda öngörülen ihtiyati tedbir hallerinden birisini dilekçeye yazmakla yetinilmesi, ihtiyati tedbir talebinin belirli hale getirilmesi sayılmamaktadır. Ancak ihtiyati tedbir talebinin fazla somutlaştırıldığı durumlarda da, ulaşılması amaçlanan hukuki korumanın sınırlarının daraltılması tehlikesi bulunmaktadır.
Haksız rekabet hukukunda ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için zarar şartı aranmamaktadır. İhtiyati tedbir talep eden tarafın zarar görme tehlikesi altında bulunması ve bu tehlikenin dava konusu ile bağlantılı olması, yani hukuka aykırı davranış ile zarar tehlikesi arasında illiyet bağının bulunması yeterlidir.
İhtiyati tedbir talebinde bulunanların ivedi ihtiyacının olması asıldır. Eğer ihtiyati tedbir talebinde bulunan taraf, karşı tarafın haksız rekabet içeren davranışını bilmesine rağmen ihtiyati tedbir talebinde bulunmak için uzun süre beklemişse, zararının ihtiyati tedbir yoluyla giderilemeyecek bir zarar olduğunu kabul etmiş sayılır. Bu şekilde uzun süre bekledikten sonra ihtiyati tedbir talebinde bulunulması, hakkın kötüye kullanılması sayılacaktır.
TTK md. 61 hükmünde, haksız rekabette ihtiyati tedbir açısından özel olarak bir ispat ölçüsü belirlenmemiştir. Bu nedenle ispat ölçüsü, HMK’da yer alan genel hükümlere göre belirlenecektir. Bu bağlamda, HMK md. 390/3 hükmü ihtiyati tedbirler açısından yaklaşık ispatı yeterli gördüğü için haksız rekabette ihtiyati tedbirler için de yaklaşık ispat yeterli sayılacaktır (İstanbul BAM 12. HD 04.04.2019 T., 2019/614 E., 2019/483 K.)1. Yaklaşık ispatın yeterli görüldüğü durumlarda, hem delil serbestisi hem de delillerin serbestçe değerlendirilmesi ilkesinin uygulanacağı kabul edilmektedir.
2. Görevli ve Yetkili Mahkeme
Haksız rekabette ihtiyati tedbirleri düzenleyen TTK md. 61 hükmünde “Dava açma hakkını haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme…” şeklinde “mahkeme” denilmek suretiyle maddeye başlanmıştır. Buradan anlaşılacağı üzere, TTK md. 61 hükmünde ihtiyati tedbir kararını verecek görevli ve yetkili mahkeme hakkında özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle de HMK’daki genel kurallar uygulama alanı bulacaktır.
Ancak haksız rekabet kapsamında ihtiyati tedbirde yetki açısından, esas davanın açılmasından önce ve sonra olarak ikili bir ayrıma gitmek gerekmektedir.
HMK md. 390/1 hükmüne göre dava açılmadan önce ihtiyati tedbir, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden istenebilir. Eğer haksız rekabet fiili gerçekleşmişse, haksız rekabet haksız fiilin özel bir türü olduğu için, HMK md. 16 hükmünde düzenlenen “haksız fiilden doğan davalarda yetki” kuralı uygulama alanı bulacak ve haksız fiilin işlendiği, zararın meydana geldiği ya da meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yer veya zarar görenin yerleşim yeri de haksız rekabet davalarında yetkili hale gelecektir. Bu yetki kuralı, haksız rekabetin gerçekleşmesinden sonra istenecek ihtiyati tedbirler bakımından da uygulama alanı bulacaktır.
Ancak haksız rekabet fiili gerçekleşmemişse, ihtiyati tedbir ancak esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden istenebilecektir.
HMK md. 390/1’in emredici hükmüne göre dava açıldıktan sonra ihtiyati tedbir ancak esas hakkındaki davaya bakan mahkemeden istenebilir (Yargıtay 20. HD. 03.11.2016 T., 2016/9991 E., 2016/9981 K.)2.
Haksız rekabet kapsamında ihtiyati tedbirde görevli mahkeme bakımından TTK md. 61 ve devamında özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle, HMK md. 390/1 hükmü gereğince esas hakkındaki davaya bakmakla görevli olan mahkeme, ihtiyati tedbir bakımından da görevli olacaktır.
TTK md. 4/1-a hükmünde, TTK’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının mutlak ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir. Haksız rekabet davaları da TTK’da düzenlendiği için, TTK md. 4/1 hükmü uyarınca mutlak ticari dava sayılacaktır. Bu nedenle esas hakkındaki görevli mahkeme ticaret mahkemeleri olacaktır.
3. Teminat
TTK md. 61 hükmü ile “asıl dava sonunda elde edilecek hukuki sonucun ihtiyati tedbir yoluyla elde edilemeyeceği” kuralına bir istisna getirilmiştir. Bununla birlikte, böylesine ağır bir ihtiyati tedbir kararı verilirken taraflar arasındaki menfaat dengesinin de korunması hayati önem taşımaktadır. Menfaatler dengesinin ispat ölçüsünün ağırlaştırılması suretiyle korunabileceği düşünülebilir. Ancak böyle bir durumda da talepte bulunan tarafın ağır hak kaybına uğraması söz konusu olabilecektir.
Bazı durumlarda yaklaşık ispatın dahi kanıtlanamadığı haksız rekabet uyuşmazlıklarında tam ispatın aranması, ihtiyati tedbir uygulanmasını imkansız hale getirebilecektir. Bu durumda taraflar arasındaki menfaat dengesini sağlayabilmek adına ihtiyati tedbir müessesi içinde yer alan müesseselerin devreye girmesi gerekir. Burada akla ilk gelen müessese ise ihtiyati tedbirde teminat müessesesidir.
İhtiyati tedbirde teminat, HMK md. 392 hükmünde düzenlenmiştir. Karşı teminatın olmaması, davalı tarafın ihtiyati tedbir nedeniyle uğrayabileceği zararların teminatsız kalması sonucunu doğuracaktır ve bu nedenle de taraflar arasındaki menfaat dengesi bozulacaktır.
Karşı teminat ile haksız rekabet içeren davranışta bulunduğu ileri sürülen kişiye yönelik ihtiyati tedbir neticesinde meydana gelebilecek hak kayıplarının ya da zararların tazmini mümkün olacaktır ve taraflar arasındaki menfaat dengesi de korunmuş olacaktır3.
4. Verilebilecek İhtiyati Tedbirler
Yargı kararlarında da belirtildiği üzere, dava sonunda verilmesi muhtemel olan kararın ihtiyati tedbir kararı ile verilerek uyuşmazlığın esasının vaktinden önce çözümlenmesi mümkün değildir (İstanbul BAM 12. HD. 28.06.2018 T., 2018/715 E., 2018/833 K)4. Ancak TTK md. 61 hükmünde, haksız rekabet kapsamında talep edilebilecek ihtiyati tedbir türleri sayılırken, haksız rekabet sebebiyle açılabilecek davaların yer aldığı TTK md. 56/1-b ve TTK md. 56/1-c hükümlerine yollama yapılmış ve haksız rekabet davaları sonucunda elde edilebilecek hukuki durumun ihtiyati tedbir yoluyla da elde edilmesine olanak tanınmıştır (Ankara BAM 20. HD. 25.11.2021 T., 2021/1802 E., 2021/1491 K.)5. Kanun koyucu, rekabet ortamının düzgün işlemesi toplumun menfaati ile doğrudan ilgili olduğu için bu yönde bir düzenlemeye gitmiştir.
4.1. Mevcut Durumun Olduğu Gibi Korunması
Mevcut durumun olduğu gibi korunması talebi ile mevcut durumun değiştirilmesi suretiyle talep edenin hakkının gerçekleşmesinin engellenmesi veya önemli ölçüde ağırlaştırılması önlenir.
Örneğin (X) Kartpostal firması, marka tescil belgesine dayanarak (X) markası adı altında “Hz. Mevlana” kartpostalları basıp yaymakta ve Konya’da toptan satışını yapmaktadır. Bu ürünün piyasada rağbet görmesi üzerine (Y) Matbaacılık firması ürünü satmaya başlamıştır. Bunun üzerine (X) firması, (Y) firması aleyhine haksız rekabetin yasaklanması ile maddi ve manevi tazminat davası açmıştır. Ancak haksız rekabetin yasaklanması davası açılıp bu davanın sonuçlanıncaya kadar kartpostalların (Y) firması tarafından elden çıkarılma ihtimali bulunmaktadır. Bu durumda davacı (X) firması hem zarara uğrayacak hem de haksız rekabet iddiasını ispatlayamama tehlikesiyle karşılaşacaktır. Kartpostallar hakkında mevcut durumun olduğu gibi korunması talebiyle, muhafaza amacıyla ihtiyati tedbir konulması halinde bu tehlikeler ile karşılaşılmayacaktır.
4.2. Maddi Durumun Ortadan Kaldırılması
Haksız rekabette ihtiyati tedbir türlerinden birisi olan “haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılması”, öğretide birçok farklı isimle anılmaktadır. Bu isimler tecavüzün ref’i, hukuka aykırı durumun ortadan kaldırılması, eski hale iade, tashih davası şeklinde sıralanabilir.
Haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılması, yasaklamaya yönelik tedbirlerden farklı olarak, geriye dönük etkiye sahiptir.
Haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılması talebinde bulunabilmek için haksız rekabet oluşturan davranışı işleyen kişinin kusurlu olması gerekmediği gibi talepte bulunan kişinin de zarar görmesi şart değildir. Talepte bulunan kişinin zarar görme tehlikesi altında bulunması yeterlidir.
Haksız rekabet oluşturan davranışların çok farklı şekillerde gerçekleşebiliyor olması, bu konuda talep edilebilecek tedbirlerde de çeşitliliğe yol açmıştır. Buna göre haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılması kapsamında; haksız rekabete konu olan ürünlerin üzerindeki yazıların kazınması (Yargıtay HGK 07.07.2010 T., 2010/396 E., 2010/371 K.)6, etiketlerin sökülmesi (Yargıtay 11. HD. 29.01.1991 T., 1989/5294 E., 1991/334 K.)7, amblem ve işaretlerin kaldırılması (Yargıtay HGK 01.04.1977 T., 1976/3072 E., 1977/329 K.)8, haksız rekabet oluşturan reklamların yayından kaldırılması (Yargıtay 11. HD. 10.02.2020 T., 2019/3061 E., 2020/1179 K.)9, firmalara ait vasıtalar üzerindeki yazıların silinmesi (Yargıtay 11. HD. 09.10.2008 T., 2007/7611 E., 2008/10946 K.)10 gibi çok çeşitli tedbirlerin verilmesi mümkündür.
4.3. Haksız Rekabetin Men’i
Haksız rekabetin men’ine yönelik ihtiyati tedbir ile haksız rekabet oluşturan davranışın gerçekleştirilmesi veya tekrarlanması yasaklanmaktadır. Haksız rekabetin men’ine yönelik tedbir, haksız rekabet içeren davranışın işlenmesini ve/veya tekrarlanmasını engelleyerek hukuka aykırılığı önlemeyi amaçlar ve geleceğe yöneliktir.
Haksız rekabet içeren davranışın tekrarlanma tehlikesi yoksa veya bu davranış son bulmuşsa, haksız rekabetin men’ine yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddi gerekmektedir.
Aleyhinde ihtiyati tedbir talebinde bulunulan kişi, talepte bulunanın haksız rekabet içeren davranışın tekrarlanma tehlikesi olduğuna ilişkin iddiasını çürütme imkanına sahiptir.
Örneğin firmanın haksız rekabete konu olan davranış kapsamındaki işi tamamen bırakmış olması veya sürekli olarak başka bir faaliyete yönelmiş olması durumlarında tekrarlanma tehlikesi söz konusu olmayacaktır.
4.4. Yanlış veya Yanıltıcı Beyanların Düzeltilmesi
TTK md. 61 hükmü, yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesini haksız rekabette ihtiyati tedbirlerin bir türü olarak düzenlemiştir. Öğretide KALE’ye göre yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesi, eski hale iadenin özel bir türüdür.
TTK md. 61 hükmüne göre, örneğin hakız rekabet içeren bir gazete ilanının düzeltilerek yayımlanmasına ihtiyati tedbir ile karar verilebilecektir. Burada niteliği gereği, asıl davaya konu olacak şey ihtiyati tedbire konu olmaktadır. Bu ise ihtiyati tedbirin amacıyla bağdaşmamaktadır. Ancak TTK md. 61 hükmü, asıl davada istenebilecek şeylerin ihtiyati tedbirle de istenebileceği konusunda bir istisna getirdiği için, yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ihtiyati tedbir yoluyla karar verilebilecektir.
Öğretide EROĞLU’na göre, asıl davada istenebilecek şeyin ihtiyati tedbir ile istenebilmesine TTK md. 61 hükmünde istisnai olarak yer verildiği için bu istisnaya göre karar verilebilmesi ancak tedbir isteyenin haklı olduğunun açıkça anlaşılır olduğu durumlarda mümkün olmalıdır.
Yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesi, genel itibarıyla ticari itibara zarar veren ifadelerin doğru olmadığının açıklanması olarak karşımıza çıkmaktadır. Aleyhine yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesi kararı verilen kişi haksız rekabete konu olan ifadelerin doğru olmadığını açıklar. Burada amaç, hatalı ifadelerin etkilerinin giderilmesidir. Ancak gerçek iddialar ya da ispatlanması mümkün olmayan, sadece değer yargısı içeren ifadeler için yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesi talebinde bulunulursa, bu ifadeler ticari itibara zarar verse bile talep sonuçsuz kalacaktır.
4.5. Mallara Gümrüklerde El Konulması
Mülga 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (eTTK) haksız rekabette ihtiyati tedbirleri düzenleyen 63. maddesinde gümrüklerde el koymaya yer verilmemişti. Yeni TTK md. 61/2 hükmünde ise haksız rekabet konusu mallara ithalat ya da ihracat sırasında gümrük idareleri tarafından ihtiyati tedbir ile el konulabileceğini düzenlemiştir.
Ancak öğretide MANOP, TTK md. 61 hükmünde “…ve diğer tedbirlere” ifadesine yer verildiği için mahkemenin verebileceği ihtiyati tedbirlerin maddede sayılan ihtiyati tedbir çeşitleri ile sınırlı olmadığını ve bu nedenle de özel olarak gümrüklerde el koymaya ilişkin ihtiyati tedbir düzenlemesine gidilmesinin gereksiz olduğunu belirtmektedir.
*Bu makale Almina ÖZMERZİ tarafından yazılmış olup yazar adı belirtmeksizin ve ilgili atıf kurallarına uyulmaksızın yazının intihal oluşturacak şekilde kullanılması hukuka aykırıdır.
Dipnotlar
- İstanbul BAM 12. HD 04.04.2019 T., 2019/614 E., 2019/483 K. “…iddia, savunma, dava konusu klibin içeriği, … ve … otobüsüne ilişkin resimler ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, dosyanın geldiği aşama itibariyle haksız rekabet iddiasının yaklaşık olarak ispatının sağlanamadığı, ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki ara kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.” ↩︎
- Yargıtay 20. HD. 03.11.2016 T., 2016/9991 E., 2016/9981 K. “…HMK’nın 390. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir, dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili mahkemeden dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden istenebilir.” ↩︎
- Haksız rekabet hukukunda ihtiyati tedbirler bakımından teminat alınmasına ilişkin kararlar için bkz.: Yargıtay 11. HD., 26.05.2015 T., 2015/1519 E., 2015/7130 K.; Yargıtay 11. HD. 03.12.2014 T., 2014/11711 E., 2014/18851 K. ↩︎
- İstanbul BAM 12. HD. 28.06.2018 T., 2018/715 E., 2018/833 K. “Davacının nihai talebi ile ihtiyati tedbir talebi çakışmakta olup, davanın sonunda verilecek hükmün, ihtiyati tedbir yolu ile verilmesi mümkün değildir. Davalının haksız rekabet teşkil ettiği öne sürülen davranışlarda bulunduğu yargılama ile belirlenirse bunları tespitine ve men’ine yargılama sonunda karar verilebilecektir.” ↩︎
- Ankara BAM 20. HD. 25.11.2021 T., 2021/1802 E., 2021/1491 K. “…TTK’nın 61. maddesi uyarınca haksız rekabet halinde dava açma hakkını haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkemece, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebileceği, buna göre ilk derece mahkemesinin nihai karar ile elde edilebilecek sonucun ihtiyati tedbir yoluyla elde edilmesinin mümkün olmadığı yönündeki gerekçesinin yerinde bulunmadığı, zira yukarıda değinilen hükmün, bu genel kuralın istisnasını oluşturduğu, ancak haksız rekabet halinde de ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için ihtiyati tedbir talep eden tarafın, davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesinin gerektiği…” ↩︎
- Yargıtay HGK 07.07.2010 T., 2010/396 E., 2010/371 K. “…Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşme sırasında ürünün üzerindeki “taraftar” ibaresinin çıkartılması halinde, spor kulübünün kullandığı renklerin tek başına başkaları tarafından kullanımının haksız rekabet oluşturmayacağı üzerinde görüş birliğine varılmıştır.” ↩︎
- Yargıtay 11. HD. 29.01.1991 T., 1989/5294 E., 1991/334 K. “…mamuller üzerinde kullanılan etiketlerin imhasına karar verilmekle yetinmek lazım gelirken, etiketleri taşıyan mamüllerin de toplatılmasına karar verilmesinin doğru olmadığından bahisle bozulmuştur.” ↩︎
- Yargıtay HGK 01.04.1977 T., 1976/3072 E., 1977/329 K. “…Haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılması davası, iltibasa meydan veren, haksız olarak kullanılan markanın satışa sunulan mallar üzerinden çıkarılmasını da kapsar.” ↩︎
- Yargıtay 11. HD. 10.02.2020 T., 2019/3061 E., 2020/1179 K. “…davalı tarafın marka tecavüzü ve haksız rekabet oluşturan www.google.com.tr internet sitesine verdiği reklamların kaldırılmasına” ↩︎
- Yargıtay 11. HD. 09.10.2008 T., 2007/7611 E., 2008/10946 K. “…“F. ” ibaresinin işyerindeki duvar ve panolar ile levhalardan silinmesine , kartvizit ,ambalaj,kağıt,kutu gibi reklam ve tanıtım vasıtalarının toplatılmasına, imhasına ve firmaya ait vasıtalar üzerinden silinmesine karar verilmesi gerekirken, bu istemin reddine karar verilmesi doğru olmamış” ↩︎
Kaynakça
Nevhis Deren-Yıldırım, Haksız Rekabet Hukuku ile Fikri ve Sınai Mülkiyet Hukuku’nda İhtiyati Tedbirler, Alkım Yayınevi, İstanbul 1999.
Hakan Albayrak, “Yaklaşık İspat”, Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi, 2012.
Sevilay Eroğlu, Haksız Rekabete İlişkin İhtiyati Tedbirler, İzmir Barosu Dergisi, 2000, Y. 65, S. 1, ss. 39-68.
Abdüssamet Yılmaz, Haksız Rekabette İhtiyati Tedbir Uygulamaları ve Özellik Arz Eden Durumlar, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, 2021, S. 2, C. 27, ss. 1565-1575.
Nihal Çınar Karabağ, Türk Ticaret Kanunu’na Göre Haksız Rekabet ve Yaptırımları, 2. Bs., Ankara: Seçkin Yayınları, 2019.
Serdar Kale, Haksız Rekabet Hukuku’nda Eski Hale Getirme Davası, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2004.
Orhan Gazi Sarıdağ, “Haksız Rekabet Hukukunda Eski Hale İade”, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, 2021.
Burcu Manop, “Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve TTK Tasarısı Açısından Haksız Rekabet Hükümlerine Bir Bakış”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, S.3, C.12, Y. 2007, ss. 327-342.